
Günümüz teknoloji dünyasın da hâlâ köleliğin devam ettiğini duymak, görmek, okumak…
Kevin Bales’in kitabını okuya kadar da benim için uzak ihtimallerden biriydi.
Her bölümde ‘yok artık’ nidalarıyla, dehşet dolu gözlerle okuduğum kitap, zaten üstünü çiziktirdiğim birçok markaya ve global şirketlere olan olumsuz duygularımı derinleştirdi.
Dünya da aşağı-yukarı 5-6 yılda bir daralan-hatta gerileyen-ekonomik durgunluğa rağmen kârını her yıl artıran global markaların nasıl olup da bunu başardıklarını hep düşünürdüm.
Hayatımıza dolaylı yollardan giren kölelik, dünya da patlayan bir iş sahası. Bunun sebepleri uzayıp giden listelerle açıklanabilir. Ama bu yazıyı yazmamda ki amaç sebepleri değil, bu sistemden haberdar etmek ve yapılabilecekler hakkında beraber düşünmek.
Birileri kölelerin sırtından zengin oluyor.
Bu sistemle milyon $ şeklinde kârını artırıyor. İşçinin emeğini sömürüp, haklarını, yaşamlarını gasp ederek onlardan esirgediği küçük miktarda ki paraların kat be kat fazlasını saniyelik reklamlara ve reklam yıldızlarına aktarıyor. Bu şekil de de isimlerini belleklere kazımaya ve zihinlerde tanrılaşmaya çalışıyorlar.
HAZIRLAYAN: NURGÜL DURU